Türkiye: İsveçli gazeteci Joakim Medin, terör ve hakaret suçlamalarıyla karşı karşıya; tutukluluğu devam ediyor
Uluslararası Basın Enstitüsü ve Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR) paydaşları, gazeteci Joakim Medin’in Cumhurbaşkanına hakaret ve terör suçlamalarıyla tutuklanmasını kınıyor.
Davanın ilk duruşması 30 Nisan’da görülecek. Medin, her iki suçlamadan da mahkum edilirse 12 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalacak.
19 Mart’tan bu yana 13’ten fazla gazeteci tutuklandı ve çeşitli suçlamalarla karşılaştı, en az 12 gazeteci polis şiddetine maruz kaldı. Medin’in tutukluluğu, yabancı bir gazetecinin böyle suçlarla karşı karşıya kaldığı nadir vakalardan biri. Medin’e yönelik suçlamalar, tıpkı yerel gazetecilere olduğu gibi, iktidarın baskı politikasının tehlikeli bir biçimde tırmandığını gösteriyor ve ülkenin siyasi huzursuzluklarını haberleştiren uluslararası medyaya yönelik açık bir tehdit niteliği taşıyor.
İsveç’in Dagens ETC gazetesi yazarı ve İsveç Gazeteciler Sendikası (SJF) üyesi olan Medin, 27 Mart 2025’te İstanbul Havalimanı’nda, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlayan protestoları haberleştirmek üzere ülkeye giriş yapar yapmaz tutuklandı. Ardından Silivri Cezaevi’ne nakledildi.Bilgi Edinme Hakkı
Başlangıçta tutuklanma nedeni, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2023’te Medin’in, Stockholm’de gerçekleştirilen ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kuklasının ayaklarından asıldığı bir eyleme katıldığı iddialarına yönelik başlattığı soruşturmadan kaynaklanıyordu. Medin’in bu eyleme katıldığına dair suçlamalar, eylemi düzenleyenler tarafından reddedildi.
Bu olay, 30 Nisan’da 79. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan ilk duruşmadaki Cumhurbaşkanına hakaret suçlamalarının temelini oluşturuyor. Terörle ilgili suçlamalar ise Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu, fakat duruşma tarihi henüz belirlenmedi.
Yetkililer, tutuklamanın Medin’in gazetecilik faaliyetleriyle ilgisi olmadığını belirtmiş olsalar da, aleyhine sunulan delillerin çoğu sosyal medya paylaşımları, makaleler ve kitaplar gibi gazetecilik faaliyetlerine dayanıyor. Medin’in yasal temsilcisi, MLSA Ortak Direktörü Veysel Ok da, ortada somut bir delil olmadığını ve sunulan delillerin yalnızca meşru gazetecilik faaliyetlerinden ibaret olduğunu vurguladı.
Bu dava, Türkiye’de medya özgürlüğünün daha da kötüleştiğini gösteren bir başka örnek, çünkü yetkililer özellikle son bir ayda gazetecilere yönelik baskılarını giderek yoğunlaştırdı. Yayın düzenleyicisi RTÜK de medya organlarına, yayın yasakları ve lisans iptal tehditleri gibi ciddi kısıtlamalar getirdi.
MFRR paydaşları, Joakim Medin’in derhal serbest bırakılmasını ve tüm gazetecilere karşı yöneltilen suçlamaların düşürülmesini talep ediyor. Yetkililere, gazeteciliği terörle mücadele yasalarıyla suçlamayı durdurmaları, medya özgürlüğüne yönelik devam eden baskıyı ve gazetecilere yönelik tacizleri sonlandırmaları çağrısında bulunuyoruz. Ayrıca, uluslararası paydaşları, Türkiye’deki yetkililere medya özgürlüğüne yönelik sistematik baskıyı sona erdirmeleri için baskı yapmaya çağırıyoruz.
İmzalayanlar:
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI)
Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF)
Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ)
Free Press Unlimited (FPU)
Osservatorio Balcani Caucaso Transeuropa (OBCT)
Bu açıklama, Avrupa Komisyonu tarafından finanse edilen ve AB Üye Devletleri ile aday ülkelerdeki basın ve medya özgürlüğü ihlâllerini belgeleyen Avrupa çapında bir mekanizma olan Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR) kapsamında Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) tarafından hazırlanmıştır.